30 Ağustos 2007 Perşembe

Bingöl'deki İşkenceyi Kınıyoruz!

Bingöl'de sadece serinleyebilmek için çaya giren bir arkadaşımızın kendini bilmez bazı insan hayvanları tarafından taş ve sivri sopalarla 2 saat boyunca öldüresiye dövülmesi hepimizi derinden yaraladı. Bu hain saldırıyı gerçekleştirenleri kınıyor ve adalet önünde hesap vermelerini bekliyoruz. Bu sebeple blogumuz bir süre siyah kurdele ile yayın yapacaktır.

Ayıların Saadeti

Bir önceki gönderimde hayvan konusuna bolca değinmemize rağmen ben bu konuya zorunlu olarak devam ediyorum. Yönetici ayımız Alperen, 08 Eylül 2007 günü dünya evine giriyor ve yaklaşık 6 aydır o evi döşüyor. 08 Eylül günü aramıza yeni birisi daha katılıyor. Alperen Ayı ile evlenecek olan Şule eğer soyadını korumazsa Şule Ayı olacak.(Belki de Şule Girenes AYI) Hepimiz bu sitede ayı olarak faaliyetlerimizi sürdürdüğümüz için böyle geyikler yapıyorum. Lütfen gücenmeyin. Ben düğüne gidemeyeceğim. Gitseydim hediye olarak bal alırdım. Neyse buraya geldiklerinde ev hediyesi olarak alırım. Yönetici ayımız bugünden itibaren izin alacağı için ve düğünleri yemekli olduğu için (ne alakaysa !!) ben bugün böyle bir gönderi yollamayı uygun gördüm. Mutluluğu fazlasıyla hak eden bu iki ayı kardeşimizi şimdiden tebrik ediyorum. Bir yastıkta ( ya da içeriğimize uygun olarak dersek bir mağarada) kocamalarını ve bütün kış uykularının beraberce deliksiz olarak gerçekleşmesini temenni ederim. Mert arkadaşımızın hoşgörüsüne sığınarak onun daha önce kullandığı resmi gönderime koyuyorum.SONSUZ MUTLULUKLAR...

28 Ağustos 2007 Salı

Acayip hayvanlara benziyirsen

Bugün Fırat arkadaşımızın dinlettiği “Acayip hayvanlara benziyirsen” şarkısının (Hüseyin Turan) ve Mert arkadaşımızın “kutup ayısı bloğu gerekli sıklıkla güncellenmiyor” kişisel kınama dilekçesinin ardından bir şeyler yazayım dedim. Mert sitenin müdavimlerinden olduğu için ve her gün 600 kere siteyi kontrol ettiği için böyle bir kınama yapmasını haklı görüyorum. Sonuçta hepimiz insanız ve acayip hayvanlara benziyiriz. Küçükken oyunlarımızda bir hayvan seçmemiz gerektiğinde genelde hepimiz “kaplan, aslan” gibi karizması ve ağırlığı olan hayvanları seçmeye çalışırdık. Hangimiz “tavuk, sıçan” seçerdi ki? Bizden önce birileri karizması olan hayvanları kapmışsa diğer hayvanlarla idare etmeye çalışırdık. Ben genelde kaplumbağa seçerdim. Hem masalda tavşanı bozguna uğrattığı hem de o dönemde ninja kaplumbağalar popüler olduğu için. Hepimizin hayvanımsı yanları mevcut. Biri bir şeyi çok iyi yaptığında, abarttığında ya da dozunda olmayan bir şaka yaptığında bazı kesimler “hayvansın sennnnnnn” diyerek tepki verir ülkemizde. Hayvan olmak kötü bir şey mi? Hayvanlar içgüdülerine göre hareket ediyor. Biz genelde edemiyoruz çünkü aklımız var. Bazen aklımızı kaybettiğimiz anlar oluyor. O zaman hayvanlaşabiliyoruz. Peki niye öküzleşmek deyince daha bir kaba oluyor? Neden “sen iyice kaplumbağalaştın son günlerde” diye bir cümle yok. Öküzün,horozun ya da maymunun vb. hayvanların insanlara mal edilebilecek yanları var da kaplumbağanın yok mu? Sevgili KAÜK gücenmesin (ben dahil) örneğin ayı kaba bir hayvan mı? Hepimiz bu sitede ayıyız ve ben ayı olmaktan gurur duyuyorum. Kutup ayısı da öyle porno içerikli bir hayvan değil bence. Soğuğa alışmış bir hayvanı sen sıcağın ortasına çöle götürürsen bi anda sinir, stres olur. Kan tepesine sıçrar. Bedevi ordan geçiyorsa suç bedevinindir. Ben konuya böyle yaklaştım. Sizde uzakta durmayın, yanaşın.

Kişisel kınama olayında mesajlaşma ağı (olay 1->2->3 şeklinde cereyan etmiştir):

1. NMA'dan gelen kınama yazısı için lütfen tıklayınız. Kınama yazısına NMA tarafından kesinlikle bu şekilde cevap istenmediği belirtilmiştir.

2. NMA'ya giden kınama yazısı cevabı için lütfen tıklayınız.

3. NMA'nın sevinç ile yazdığı final yazısı için lütfen tıklayınız.

23 Ağustos 2007 Perşembe

Sütlü Nuriye

Hepimizin çok sevdiği ve bolca gittiği Balgat girişindeki “Kesman Ciğer” restoranında eskiden “Sütlü Nuriye” menüdeki yerini almıştı. Bilmeyenler için söyleme ihtiyacı hissettim bir anda çünkü hepinizin şu anda sütle yıkanmış bir bayanın masa masa dolaştığını hayal ettiğinizi biliyorum. Halbuki sütlü nuriye bir rivayete göre Kocaeli’nden türemiş olan ve sütle terbiye edilmiş baklavamsı bir şey işte. Ben çok seviyorum. Gittim, yerinde de dedim. Gerçekten güzel ve baklavaya göre biraz daha hafif bir tatlı. Bu dediğim restoran menüsünden bu tatlıyı çıkardı ve ben daha sonraları her gittiğimde Kesman Ciğer’in dilek ve öneri kağıdına “SÜTLÜ NURİYE İSTİYORUZ” yazdım. Pek dikkate alınmadı. Belki de Ankara’da artık bu tatlıyı güzel yapan yer kalmamıştır ama ben “sütlü nuriye”mi arıyorum. Fantezi peşinde değilim. Öyle sapıkça isteklerimde yok. Nasıl bayanlardan hoşlanırsın sorusuna “SÜTLÜ,AZ ŞEKERLİ” diye yanıt verecek bir adam olmadım hiç. Konumuza dönelim. Bir insan tatlıya niye böyle bir isim koyar ve insanları beklenti içine sokar. Sevgili yazar arkadaşlarım sizlerinde bu konuda yorumlarınız vardır sanırım ya da böyle değinmek istediğiniz başka bir tatlı çeşidi. Hadi bakalım eller klavyeye…

20 Ağustos 2007 Pazartesi

Tatil anıları

Madem ki hepimiz tatilden döndük madem ki yönetici ayımız tatile gitmedi, öyleyse ne duruyoruz.

Haydi tatil anılarımızı anlatalım da kendisi çatlasın.

Nereye gidildi, kaç kişi gidildi, ne yendi ne içildi, güzel hatun potansiyeli nasıldı?

istediğiniz sorudan başyalabilirsiniz

13 Ağustos 2007 Pazartesi

40 adımda Topkek

40 adımda 1 adet Eti kakaolu Topkek bitirebilir misiniz?Adımların hızı önemli değil,sadece hiç durmamanız ve Topkek'in 40 adım bittiğinde tamamen midenize inmiş olması gerekiyor.Tabi yanında başka herhangi bir şey yenmeyecek ya da içilmeyecek.

8 Ağustos 2007 Çarşamba

Bahtsız Bedevi Projesi

Yıllardır kafamızın içinde dolaşan,beynimizi kemiren ama gerçekliği sadece şehir efsanesi olarak dolaşan Bahtsız Bedevi Mitini araştırmak için kolları sıvamış bulunmaktayız. Araştırmamız için, deneklerin ,başlarından geçen bir bahtsızlığı anlatmalarını istiyoruz. İncelenecek durum ise hikayenin cümle içlerinde ya da sonunda bir kutup ayısının varlığının takibi ve sonuç olarak bahtsız bedevi mitinin doğruluğu ya da yanlışlığı. Buna göre Kutup ayılarının adını temize çıkarma şansını yakalamış olacağız. Hipotezlerimiz ;

Ho:Bahtsız bedevi yoktur

Hı: Bahtsız bedevi vardır

dir. Çift taraflı ve %99 güvenilirlikle araştırmamızı irdeliyeceğiz. Uygulanacak hipotez testimiz deneklerin anlatacakları hikayelere göre KAÜK tarafından belirlenecektir.

2 Ağustos 2007 Perşembe

Beyaz Leblebi Projesi

Dün İlhan arkadaşımla Tandoğan'dan Kızılay'a yaptığımız yürüyüşle eski okul günlerini yad ettik. Eskiden o yolu yürür ve beyaz leblebi yerdik. Siz hiç ağzınıza 30-40 tane beyaz leblebiyi aynı anda attınız mı? Bir yandan onları dişlerinizle parçalamaya çalışırken bir yandan yanınızdaki arkadaşınızla konuşmaya çalıştınız mı? Bütün o beyaz leblebiler ağzınızda bulamaç haline gelirken susuzluk hissettiniz mi? Hissettiğiniz o susuzluğun üstüne içecek birşey bulamadığınız oldu mu hiç? Olmamıştır tabi. Bilemezsiniz o duyguyu. En azından hayatında bir kere her insanın ağzına haddinden fazla leblebiyi atması gerekli bunları yaşaması için. Yerli ya da yersiz ağzınıza haddinden fazla sözcük sığdırdığınız günleri düşünün. Hiç olmazsa bu sadece beyaz leblebi. Başkalarının canını sıkmaz. Vay be konuyu nerden nereye bağladım. Neyse sadede gelelim. İlhan ile dedik ki bir gün bir odaya toplayabildiğimiz kadar insan toplayalım ve 500 gr. beyaz leblebi alalım. Herkes ağzına haddinden fazla beyaz leblebi doldursun ve muhabbete başlayalım. Bir ağızda haddinden fazla leblebi ve sözcük aynı anda olamayacağı için neler olacak bir görelim dedik. Bu projemizi en kısa zamanda gerçekleştirmek istiyoruz. Sponsor: KOCATEPE KURUYEMİŞ