26 Eylül 2007 Çarşamba

Daş düşebülü,ayu çukabülü

Sevgili kuzenim Emy’nin isteği üzerine yeni bir gönderi yapmaya karar verdim. Kendisi son günlerde kutup ayılığı olayını fazlaca benimsemekte ve yaptığımız telefon görüşmelerini “kutup ayısı kardeşlerime selam söyle" diyerek sonlandırmaktadır. Aleyküm selam dediğinizi duyar gibiyim. Bizim kuzen sadece kutup ayılarına değil bütün ayılara karşı savunmacı ve korumacı tavırlar takınmaya başladı. Emy’i en çok rahatsız eden konu Kastamonu girişindeki “Daş düşebülü, ayu çukabülü” yazısı. Bu yazının ayı kardeşlerimize haksızlık olduğunu düşünüyor ve kaldırılmasını istiyor. Bu konuya bende katılıyorum. Tamam daş düşebülü ama konu nasıl ayıya bağlanıyor? Konunun iki ayrı yazıda ele alınması lazım. Ayıların avlanma özgürlüğü yok mu? Sonuçta avlarına karşı da ispiyonlanmış oluyorlar. Diyelim ceylanların bolca takıldığı bölgelere “aslan saldırabilir aman dikkat” yazılsa hoş olur mu? Ayı ile ne alıp veremedikleri var o meçhul. Ben anlamıyorum böyle anlamsız tabelaları, yazıları. Birde bu yazı “ihtimaller” üzerine yazılmış. Daş düşebülü ama kesin değil, ayu çukabülü de çukmayabülü de. Yazık ayı kardeşlere. Asıl onların olduğu tarafa “daş düşebülü kaçarsun ama insan gelebülü aman haaaa” yazılması lazım. Bilmiyorum siz ne diyorsunuz bu tarz sağa sola yazılmış yazılara,tabelalara?

23 Eylül 2007 Pazar

Çocukluğumuzun Yalanları

Küçükken ebeveynlerimizin bizleri yapmamızı istemedikleri şeylerden uzak tutmak için birçok yalan uydurduğu bir gerçektir. Bazen bunun bizler üzerinde ne gibi kalıcı etkiler bırakabileceğini düşünemezler. Çocuk aklı işte her şeye inanır ve inandığı şeyin doğru olmadığını öğrendiği ana kadar da ona sıkı sıkıya tutunur. Hepimiz “öcü” diye bir yaratığı hayallerimizde şekillendirmişizdir. Yemeğini ye yoksa öcüler yer seni, uslu dur yoksa öcülere veririm seni. Birbirimizi kapının arkasından pat diye fırlayıp “böööööö öcü” diye korkutmamış mıyızdır çoğu kez? Bu “öcü” hepimizin kafasında farklı bir şekilde canlanmıştır. Ben bu öcüyü kafamda puslu siyah renkte insan silueti olarak hayal ettim. Kafası vardı ama yüzünü hiçbir zaman şekillendiremedim beynimde. Gizemini hep korudu benim için. Çocukluğumun en karanlık köşelerinde beni alıp götürmeye hazırlıklı olarak yaramazlık yapayım diye bekledi. Yaptığım zamanlar azdı ama çok şükür o anlarda da annem insaflı çıktı. Hiçbir zaman vermedi beni onlara. Gerçekten bu “öcü” nedir ve nerden gelmiştir bilmiyorum ama korkutucu bir şey için değişik bir isme sahip olduğu aşikar. Birde bu öcülerin çocuklarla ne alıp veremediği var onu bilmiyorum. Çünkü belli bir yaştan sonra hiçbir korkutucu yanları kalmıyor. Bütün etkileri çocuklarda. Trafikte iki yetişkinin birbirine “niye sinyal vermedin öcüler yesin seni” yada “bütün suç senin öcülere verilesice adam” dediğini duydunuz mu? Bu lafı duyan hiçbir yetişkin “aman abi gözünü seveyim verme beni öcülere” demez. Öyle olsa bugün ülkemizde çoğu mahkeme kararı “sanığın öcülere verilmesine” diye sonuçlanır ve hakim kalemini kırardı. Oysa öcünün etkisi geçiyor belli bir yaştan sonra. Yaramaz çocuklarla besleniyor bunlar nedense. “Buyrun öcü bey, elimizde yaramaz çocuk kalmadı ama çok açız derseniz uslu verebiliriz” sorusuna öcü : “Yok ben almayım. Uslu çocuk sabaha kadar uyutmaz beni, gaz yapar şimdi” diye cevap veren bir şey olmalı bence. Çok şükür ben çok yaramaz bir çocuk değilmişim demek ki. Şu an hayatta olmamdan ve burada sizlerle birlikte ayı olarak varlığımı sürdürmemden belli.

16 Eylül 2007 Pazar

KUTUPAYISI Belgeselcilik #1 - "Yizisuz Yazısız"

KUTUPAYISI BELGESELCİLİK
İFTİHARLA SUNAR

Bölüm 1 - "Yizisuz Yazısız"

Bizzat kendi yuvalarında yakaladık. Kamerayı görünce beklenmedik bir manevra yapan ihtiyar ve genç "Yizisuz Yazısız"ın serüven dolu maceralarını ısrarla izleyiniz...

Link 1 (Youtube)
Link 2 (Google Video)

14 Eylül 2007 Cuma

Neler Oluyor??? (Bölüm 2) - Artık Zamanı Geldi!






E artık vakti geldi heralde... O kadar sohbet, muhabbet hele bir de bu dostluklar! Gerçi daha önce küçük çaplı bir giriş yapmıştık ama devam ederek bugün sonuçlandırıyoruz.





Biraz daha merakta bırakalım… Bugün saat 13:00’da bu adreste buluşalım :)


Saat:13:00

Fazla uzatmaya gerek yok!... Buyrun: www.kutupayisi.org


Hayırlı Olsun!... Bol Muhabbetler!




13 Eylül 2007 Perşembe

Civciv

Hepimizin hayatımızın belli bir döneminde yada büyük bir bölümünde belki de hepsinde hayvan beslemek gibi tecrübesi olmuştur zannımca. Ben küçükken civciv besledim. Bir apartmanda ve balkonda civciv beslemek nasıl bir şeydir bildiğinizi zannetmiyorum. Bizim balkonda kümesimiz vardı. 3 adet büyüttüm ben bu hayvanlardan. Civ civ ortalıkta gezerlerdi. Hepsine “David” tarzı garip isimler takmıştık. Niye bu ismi koyduk niye Ahmet ya da Abdulkadir koymadık bilmiyorum. Bu isimleri koyunca civcivlerin tavırları da değişti daha sonra. Sanki amerikan vatandaşı gibi bi tarafları kalktı. Deri ceket giymeler, motosikletle eve geç gelmeler, daha böyle bi gevrek gevrek civlemeler, biz kümese yaklaşınca müslümanız diye her an kötü bir şey yapacakmışız gibi hareketler vs. Bir süre kendi balkonumuza üzerimiz aranıp çıkabildik ister inanın ister inanmayın. Koysaydık isimlerini hasan yada ali balkona çat kapı çıkardık. Cik ciklerle karşılanır, kümeste en baş köşeye oturtulur ve yemlerine ortak olurduk. Gerçi yemezdik ama ortak olurduk ve emin olun kümesin bir köşesinde küçük bir demlikte çay kaynıyor olurdu. Neyse işte civciv beslemek için garip bir hayvandı. Daha da garibi onlara böyle isimler koymaktı. Sevgili ayı kardeşlerim, ayıyız belki ama sizinde böyle başka hayvan kardeşlerimizle yakın münasebetleriniz olmuştur. Bu tarz tecrübelerinizi bizlerle paylaşırsanız müteşekkir oluruz. Bir ayı nasıl müteşekkir olursa bizde öyle oluruz.

11 Eylül 2007 Salı

EuroBasket 2007



Merhaba ayı kardeşlerim
Bir Kutup Ayısı olarak Avrupa Basketbol Turnovası'nda harikalar yaratan ve yarınki Fransa maçından sonra 2 haftalık tatillerini tamamlayıp yurda dönecek olan Milli Lise takımımız "12 mal adam"a teşekkürü borç bilirim.

Hepsinin ayrı ayrı kafalarını koparıp potaya atmak isterim. Bu kafaları aynı potada eritip oluşan eriyikle bronzdan bir kutup ayısı heykeli yapma isteğime de dem vurmak istemem.

Çoş deli gönül daha ne turnuvalar, ne yenilgiler bizi bekler. Yaşasın lise takımımız.

5 Eylül 2007 Çarşamba

Neler Oluyor???

Sanal ortamın köşesi ve bucağında sanki bir değişimin emaresi olan afişlere, sloganlara rastlar oldum. Sıcağı sıcağına sizlerle paylaşmak istedim. Kimlerin yaptığı, kaynakları, ne anlatmak istedikleri de belli değil… Duruma ilişkin medya örneklerini elime ulaştıkça bu başlık altında yayımlayacağım. Hatta her bir medya örneğine yegane olması için bir kod da verdim ki bundan sonra tartışırken kolaylık ve tutarlılık olur hepimiz için.
Sizin de elinize benzeri medya örnekleri geçerse, bana ulaştırırsanız bu başlığı düzenleyip onları da yayımlarım. Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin. Fikir yürütelim. Neler oluyor ve neler bitiyor bir an önce öğrenmek istiyorum.

[D001_AF_01]Afiş #1 için tıklayınız...
[D001_KO_01]
Kolaj #1 için tıklayınız...
[D001_AF_02]Afiş #2 için tıklayınız...
[D001_AF_03]
Afiş #3 için tıklayınız...
[D001_AF_04]Afiş #4 için tıklayınız...
[D001_AF_05]Afiş #5 için tıklayınız...
[D001_AF_06]Afiş #6 için tıklayınız...