19 Ekim 2008 Pazar

Kutup ayısı olmak

Uzun bir aradan sonra tekrar hepinize merhaba. Hani hepimizin bildiği meşhur kutup ayısı fıkrası vardır. Hatırlayacak olursak;
Soğuk bir kutup gecesinde yavru kutup ayısı annesine yaklaşarak sormuş:
- Anne, ben kutup ayısı mıyım?
-Evet oğlum.
-Peki anne sen de kutup ayısı mısın?
-Evet oğlum.
-Peki anne, babam da kutup ayısı mı?
-Tabii ki oğlum.
-Peki dedem, dedemin dedeleri falan hepsi kutup ayısı mıydı?
-Evet oğlum, hepsi kutup ayısıydı.
-Yani sülalemizde bi karışıklık falan yok değil mi anne?
-Evladım hepimiz kutup ayısıyız, neden soruyorsun?
-Üşüyorum yahu, üşüyoruuuuuuum!

Bu meşhur kutup ayısı fıkrası soğuk kış aylarına yaklaştığımız şu günlerde üzerinde durmamız gereken şu soruyu aklıma getirdi: “Kutup ayısı olmak nedir?”. Bizler sadece soğuğa karşı dayanıklı hayvanlar mıyız? Ya da hayatı çölde bahtsız bedevi peşinde koşarak geçen hayvanlar mıyız? Niye bu denli saçma özelliklerimiz mizahi açıdan ele alınıyor? Allah aşkına kutup ayısı arkadaşlarım bahtsız bedevi ile herhangi bir cinsel teması olan ayı kardeşimiz var mı? Varsa çıksın ortaya. Adımızı yıllardır lekeleyen o sapık arkadaşımız lütfen çıksın ortaya. Kendimi bildim bileli hakkımızda ya yukarıdaki fıkra anlatılır ya da bahtsız bedevi karikatürleri çizilir. Ben inanmıyorum hiçbir kardeşimizin çölde susuzluk çeken bir insana hele ki yersiz yurtsuz gezip duran bir bedeviye bu tarz bir muamelede bulunsun. Bir kere gerçekçi olalım. Eğer herhangi bir arkadaşımız çöle giderse (ki ne arayabilir ki orada? Sülalesinde karışıklık varsa belki birazcık ısınmaya gidebilir ama o da zor) olacak durum yukarıdaki karikatürdeki gibi gerçekleşecektir. Doğrusu budur di mi kardeşler? İsyanımız var ulennn.

Sonuç olarak kutup ayısı olmak zor bu dünyada. Başka ne denebilir ki?

Not: Sevgili arkadaşlar uzun zamandır sitemizi ihmal ettik. Keşke eski günlerdeki gibi gene burada yazılar, yorumlar uçuşsa, programlar yazılsa, deneyler yapılsa, beyin fırtınaları, sinerjiler olsa… ( Abarttım biraz biliyorum.:P) Neyse işte sesimi duyan varsa tepki verecektir zaten.

5 yorum:

Tuğba dedi ki...

Ah ah ah sevgili Alayı kardeşim çok doğru söylüyorsun...
Bu vesileyle size anlatmak istediğim bir anım var.

Ben, yıllar yıllar önce bu bedevi hikayesinden ziyade türümüzün diğer örneklerini merak ettiğim için bir maceraya kalkıştım. Çıktım sıcacık (sıcak derken, lafın gelişi tabii) yuvamdan, dünyadaki ayı kardeşlerimizi görmeye gittim.
Sağ olsunlar hepsi güzel karşıladı beni, kimseyi ayırmak istemem şimdi; ama ne yalan söyleyim boz ayı(Türkiye'de bir tek o yaşıyor diye gittim, güzel bir ülke, tüm ayılara tavsiye ederim) ve tembel ayı arkadaşlarımız beni çok iyi ağırladı. Malaya ayısını biraz zayıflamış buldum, Gözlüklü ayı arkadaşımız da biraz yaşlanmış...

Her neyse...

Ne diyordum, hah evet, bu gezme vesilesiyle yolumu kaybettiğim günler oldu, hep bir arkadaşımız yardımıma koştu.

Ama nereden bilebilirdim ki, günün birinde çöle düşeceğim...

İşte orada ne yapacağımı bilemedim, anlatılan hikayelere göre karşıma bahtsız bir bedevinin çıkması olasıydı. Kimseyle durduk yere yakınlaşmayı düşünemezdim tabii, üstelik yolumu kaybetmiş bahtsız bir kutup ayısı idim o sıra... En azından, anlatılanlar doğruysa, yol sorabilecek birini bulabilirdim.

Ama yalanmış her şey! Bedeviler bahtsız değillermiş ki, kimse karşıma çıkmadı, hem çıksaydı şu hikayeyi de yalanlardık fena mı?

İşte böyle güzel arkadaşlarım, anlatılan hikaye doğru değil; ama o karikatür doğru maalesef...
Çöl bizlere göre değil...

(Nasıl kurtulduğumu merak ediyorsanız söyleyim; ipini koparmış çılgın bir deve arkadaşımız yardım etti, üstelik onlar çok az susuyormuş, ne ilginç...)

N-ayı-m dedi ki...

alayı kardeşim. senin şu site için yaptığının yarısını bile kimse yapmamıştır. o zaman tekrar hoşgeldi herkes :)
yazına gelince... aslında çok önemli olan fakat hiç değinilmemiş bir konuya değinmişsin, eline sağlık. Bu bedevi yalanı üzerimize yapışmış kalmış. Halbuki bu insan ırkının yanından bile geçmek istemeyiz biz. Bize ve kutuplara ne kadar zarar verdiklerini, günlerce kara yüzü görmeden yüzmek zorunda kaldığımızı bir biz biliriz. Ha olur da bir gün çöle yolumuz düşer de bahtsız bir bedeviye rastlarsak, herhangi bir münasebetimiz de olamaz. Çünkü kesin o bahtsız dediğin bedevinin bir yerlerinden bir tüfek filan çıkar, bizi gördüğü yerde mıhlar :) o yüzden siz siz olun, çöle yolunuz düşse bile kimseye görünmeden kutuplara dönmeye çalışın.

Emy (Cicim Ayı) dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Emy (Cicim Ayı) dedi ki...

Merhabalar kutup ayısı kardeşlerim;

Bildiğiniz üzere ayılar kuş uykusuna yatarlar fakat biz kutup ayıları soğuğu sevdiğimiz için ve dolayısıyla da kış ayını sevdiğimiz için yaz uykusuna yatarız. Uzun bir süredir hepimiz uyuyorduk fakat artık uykumuzdan uyandık. Kuzenim Alayı yeni sezon açılışını güzel bir yazı ile yapmış. Yeni sezonun tüm kutup ayısı kardeşlerime şans, mutluluk ve esenlikler getirmesini diliyorum ve yorumuma başlıyorum.

Kuzenim Alayı çok güzel bir noktaya değinmiş. Gerek fıkralarla, gerekse karikatürlerle kutup ayılarına ve hatta tüm ayı kardeşlerime karşı bir tavır var. Bende bunlardan birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sizlere, bizleri ne kadar ezik durumda gösteren şu fıkrayı anlatmak istiyorum.

Sihirli Kurbağa bir gün ormanda gezerken, Tavşan kovalayan ayı ile karşılaşmış. Tavşan can derdinde, ayı et derdinde derken sihirli Kurbağa duruma el koyup demiş ki:
- Her ikinizin de üç hakkı var. Dileyin benden ne dilerseniz ! Ayı :
- Bu ormandaki tüm ayılar dişi olsun ve tümü bana tutkun olsun" demiş. Kurbağa anında ayının isteğini yerine getirmiş. Tavşan ise:
- Bana bi kask ver demiş... O da hemen olmuş. Ama ayı içinden :
- Bu Tavşan geri zekalı. Çuvalla para isteseydi, bin tane kask alırdı. demiş. Kurbağa ikinci isteklerini sormuş. Ayı (babası da ayıymış zaten!):
- Yan ormandaki tüm ayılar da dişi olsun ve hepsi sadece beni arzulasın demiş. Trilink!!!! O da tamam. Tavşan ise:
- Ben hızlı bir motosiklet isterim demiş. Ayı iyice şaşırmış. "Bu Tavşan hepten aklını yemiş olmalı !" diye düşünmüş. Sıra gelmiş son isteklere.... Ayı:
- Bu gezegendeki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi benim için çıldırsın demiş. Kurbağa bu isteği de hemen yerine getirmiş. Tavşan önce kaskı takmış, sonra motora binip marşa basmış ve son isteğini söyleyip gaza basmış:
- Bu ayi eşcinsel olsuuuun !

Şimdi bakın Allah aşkına, ya burada ki acımazıslığa, insafsızlığa. Şimdi bize azgın mı diyorlar? Yoksa saf mı? Belki fıkradaki kardeşimiz yaz uykusundan uyanmış ve bazı gereksimleri var neden böyle insafsızca bir fıkra yapılsın ki? Veya kardeşimiz arzulanmak, arzulamak; sevilmek, sevmek, aşık olunmak, olmak; mutlu edilmek, etmek istiyor hakkı yok mu yani?

Alttaki karikatürlere zaten diyecek söz bulamıyorum yazık yani ...

1. karikatür
2. karikatür
3. karikatür
4. karikatür
5. karikatür

Adsız dedi ki...

Yazar cok tesekkurler...

Selamlar SevalHatice