13 Kasım 2007 Salı

Büyüyünce…

Küçükken herhangi bir misafirliğe gittiğimde yada birileri bizi ziyarete geldiğinde karşılaştığım değişmeyen soruydu: “Büyüyünce ne olacaksın?” Hepimizin ne farklı hayalleri vardı kimbilir? Ben hayallerimi gerçekleştirdim. Bana bu soruyu sorduklarında “ ben büyüyünce ayı olacağım” diye cevap verdim hep. Yok be yok öyle demezdim tabi ama içimde hep bir ayılığa özenti vardı. :) Sevgili kutup ayısı kardeşlerim şimdi hepimiz büyüdük.Öncelikle şunu belirtmeliyim ki benim bu gönderiyi açmamın sebebi kendimizi sorgulamamızı sağlamaktır. Acaba ne olmak istiyorduk küçükken ve şimdi ne olduk? Ben değişik mesleklere ilgi duydum ama en başta bi çoğumuz gibi “ben büyüyünce baba olacağım” diye bir tutturma içindeydim. “Babalık” bir meslek midir diyceksiniz ama ben o dönemde spermlerimi sağa sola satıp yüzlerce çocuğun bilinmeyen babası olmayı planlıyormuşum herhalde. Daha sonraları asker bir tanıdığımızı çarşı izninde tanıyıp askerliğe ilgi duydum. Onu da 2005 yılında tattım. Çok şükür içimde kalmadı. Aynı zamanda ilgim de kalmadı. Küçük yaşlarda babam beni severken daha doğrusu mıncıkladığı anlarda “zepevenk” diye bir kelime yaratmıştı. O kelime eşliğinde severdi beni. “Zepevenk” kelimesini ben yıllarca sempatik bir kelime olarak duyumsadım ve mutlu oldum. Bu kelimenin hangi kelimeden türediğine dair fikir yürütemediğim için bir meslek dalı olarak nitelendirmedim. Düşünsenize “ben büyüyünce zepevenk olucam”. “Anlamadım ne olacaksın?” “Zepevenk zepevenk. İyi kazanıyo onlar, vergi, mergi, kıldı, yündü hiçbir sorunu yok oh be”. Babam hala kızar bana “ben sana zepevenk olamazsın demedim, adam olamazsın dedim” diyerek. Şu kesin ki hepimiz belli bir periyotta baba mesleğine özenmişizdir. Ben de bir süre savcı olmak istedim. Sonra onu da bıraktım. Ben bugün geldiğim noktada fabrika köşelerinde sürünüyorum. Küçükken biri bana bu soruyu sorduğunda hiçbir zaman “ben endüstri mühendisi olucam” demedim. Düşünüyorumda demiş olsaydım eğer şimdi belki de “zepevenk”tim. Bundan daha mutlu mu olurdum bilmem ama kazancım daha iyi olurdu o kesin. :)
Not: Yukardaki fotoğraf NMA-yı kardeşimiz tarafından seçilmiştir.

9 yorum:

NMA dedi ki...

Etrafımdaki çoğu beşer benim de büyüdüğümde eczacı olacağımı zannediyordu. [Şşşt! Uygar (Alayı) gülme oradan! Sakın bak! Eczacı Çocuğu dedikten sonra güldüğünü duyar gibiyim!] Ama maalesef hepsinin ağzı bir karış açık kaldı çünkü ben bilgisayar mühendisi olmuştum bile. Hatta bazı ayu kardeşlerim yıllığıma bile bu kesif ecza kokulu mesleği işlemişlerdi, ilkokuldaki meslek ağacına öğretmenim bu kesif ecza kokulu mesleğin adını işlemişti. Her şey nasıl da hazırdı oysa ki... İlkokulda sürekli Kızılay Kolu olmamdan belli idi aslında. Düşünsenize, boynunda üzerinde kırmızı bir artı işaretli sağlık çantası taşıyan bembeyaz bir ayıyı... Sağdan sola koşturuyor... Ne günlerdi onlar...

Aslına bakılırsa benim hayalimdeki meslek vidanjör olmak idi. Bu konuda kendimi eğitmiştim. Ara sıra iglomuzdaki kenef deliğine yoğun petrol ürünleri atardım. Tıkanma olunca uzman görevli ayu gelir, bir tel yordamı ile deliğimizi eski akışkanlığına kavuştururdu. İşte bu vakitlerden sonra vidanjör olmak istedim ama ne yazıktır ki ASS ve AYS sınavlarında tercih edebileceğim bir bölüm bulamadım bu doğrultuda.

Sonra en yakın meslek olarak bilgisayar mühendisliğini seçtim. Böyle işte...

merihvolkan(küçük ayı) dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
merihvolkan(küçük ayı) dedi ki...

Sırasıyla,çöpçü,itfaiyeci,pilot, belgeselci,davulcu,tefeci,tüfeci, bişici olmak istedim.Sonunda istatistik bitirip,üretimde bişi yapıcı oldum.Şimdi ise böğrülce olma planlarım var.

Emy (Cicim Ayı) dedi ki...

NMA-yı kardeşim seni çok iyi anlıyorum. Senin gibi ben de eczacı çocuğuyum. Benle de çok dalga geçtiler, "hapçının oğlu" dediler, baban ne iş yapıyor diye sorduklarında daha ben demeden hemen arkadaşlar "hapçı" dediler :(

Beni de eczacılığa layık görmüşlerdi. Kurulu düzen demişlerdi ama çok fazla istemedim açıkçası ama şu an olsa isterim aslında çünkü bence kendi işini yapmak gibisi yok. Kuzenim Alayı'nın tavsiyesi üzerine Endüstri mühendisi oldum. Ama işte kader bu eczanede çalışmak varmış, Endüstri mühendisi olmama rağmen İngilizcem eksik diye iş bulamıyorum ve kursa gidiyorum, o arada da şu an için babamın yanında çalışıyorum, yardımcı oluyorum.

Bir de babam kanun çalıyor. Ben de 7 yaşımdan itibaren ondan öğrenmeye başladım. Orta okulda hafta sonu olan İzmit Büyükşehir Belediyesi konservatuarına gittim akabinde de İTÜ Devlet konservatuarına gitmem beklendi ama endüstri mühendisliğini kazanınca vazgeçtim. Çünkü konservatuar bitirsem ya öğretmen olacaksın ya da barlarda, pavyonlarda çalışacaksın, meşhur falan olmak lazım anca o da zor yani diye vazgeçtim.

İyi tercihler yaptığımı düşünüyorum. Eczacı olsam belki daha iyi olurdu ama bakalım kader,kısmek, her işte hayır vardır demek lazım. Hayat bakalım ne gösterecek

NMA dedi ki...

Aman Emy (cicim ayı) kardeşim aman boşver iyi ki eczacı neyin olmadık. Batticonlara gelirdik şaka maka, Perebronlara gelirdik yahut Prozaclara gelirdik.

Mühendis en azından cümle içinde kullanılan bir kelime. "Bizim kızı ne mühendisler ne doktorlar istedi de vermedik." Sen hiç cümle arasına serpiştirilmiş antibiyotikler, antihistaminikler, diüretikler, proton pompası inhibitörleri gördün mü?

Güzel böyle, iyi... Daha da güzel olur... Şu kışı da uyuyarak geçirirsek hele...

Buyuk ayi dedi ki...

Kucukken herkese sorulmus meshur soru buyunce ne olacaksin sorusu herkese sorulduguna gore bende bu gelenegi surdurup cocuguma soruyorum buyuyunce ne olacaksin? Bebegimin cevabi:helikopter,astronot ,kedi,kopekle basladi.
Bana sorduklarinda icimden balerin,sarkici,muzisyen,orkestra sefi, ressam disimdan ogretmen olmak istiyorum dedim. gerci bir kere balerin olacam dedim annem bacaklarin oyle ayrik kalir diye korkutmustu. vazgecmistim.
Ilkokuldayken matemetikten nefret ederdim cok dayak yemisimdir carpim tablosunu bilmiyorum diye. halbuki benim sorunum pi sayisi nerden cikmis? Duzgun bir rakam bulamamislar mi?, 0+0+0 neden ?rakam nedir? aklimda bircok sorular varkende kabul etmiyordum dogrulugunuda.korkardimda sormaya carpim tablosunu bilmiyordum cunku. Sacmaydi kucukken bu kavramlar. Sadece ortaokuldaki matematik hocamin beni gurur ogrencisi secmesiyle matematik ogretmeni olmaya karar verdim 11 yasinda. Liseye geldim carpim tablosundan hala nefret ediyordum ama matematik calismak hosuma gidiyordu. OYS sinavindaki tum tercihim hemen hemen matematikti. Neyse matematik bolumunu bitirdim.Neyseki ilkokulda takildigim sorularin cevabini universite doneminde ogrenmistim. Ama ben hala nefret ediyorum carpim tablosundan her turlu islemden. Herkes matematik saniyor su islem bilgisini ve insanlar killiginami yapiyor bilmiyorum matci ayisin hesapla. Al hesap makinasini yapsin. Bana ne hangi rakam cikacak. Ben sadece kanitlamasini seviyorum diyorum insanlar bos gozlerle bakiyor bana anlamiyorlar ne demek istedigimi.

merihvolkan(küçük ayı) dedi ki...

büyük ayı dayak yerdi, büyük ayı dayak yeri,2 kere 2,4 kere 4 kaç kzım söylsene ,çat,belki bu tokat hatırlamana yardımcı olur,çat,nıhahahahaha!amma sonra beni döverek yetişti kendisi:( hala çarpım tablosunda zayıf ama abla şu denklemi çöz dediğinde matematiği sıfırdan anlatmaya başlıyo,otistik yani,2+2 nedir deyince afallıyo ama 6 deste kağıdı sayabiliyor :))(rainwoman)
ben ,doğal coğrafyada belgeselci olmak istiyorummmmmm

Adsız dedi ki...

ehehe benle küçükken hiç yoksa senden dansöz olur diye alay ederlerdi yanlış anlaşılmasın bu mesleği küçümsemekten değil üç yaşlarında bale ile uğraşmaktan kaynaklanıyordu :))

Adsız dedi ki...

Daha insansal ve hayvansal meslekleri kavramadan önce; at olmak isterdim ben. Önce pegasusa, sonra unicorna özendim. Hatta bir ara bakın kanatlarım çıkıyor, acıyor kollarımın arkası; bakın boynuzum çıkıyor, acıyor alnım diye etrafta dolandım.
Sonra bildiğiniz tırıs giden sihirsiz atlara da özendim...

Acı gerçeği epey sonra öğrendim, insandık biz, at olamazdık...Ayı olabiliyorduk, köpek olabiliyorduk; ama at olamıyorduk...

Bu hayal kırıklığı epey büyük bir boşluk yarattı bende, bocaladım durdum yıllarca.
Sonra nasıl uçacağımın hesabına başladım, maddesel anlamda uçuş çok uzun bir dönem beni cezbetmiş olsa da, insan yaratısı kanatlar çekiciliğini bir dönem sonra yitirdi...
Hep o pegasus kanatlarına özendim, hayalimde siyah bir at oluyordum, siyah kanatlarım oluyordu.
Gerçeklikte buna ulaşmak mümkün olmayınca felsefeci olmayı tercih etmek kaçınılmazdı...Öyle işte.