8 Ağustos 2007 Çarşamba

Bahtsız Bedevi Projesi

Yıllardır kafamızın içinde dolaşan,beynimizi kemiren ama gerçekliği sadece şehir efsanesi olarak dolaşan Bahtsız Bedevi Mitini araştırmak için kolları sıvamış bulunmaktayız. Araştırmamız için, deneklerin ,başlarından geçen bir bahtsızlığı anlatmalarını istiyoruz. İncelenecek durum ise hikayenin cümle içlerinde ya da sonunda bir kutup ayısının varlığının takibi ve sonuç olarak bahtsız bedevi mitinin doğruluğu ya da yanlışlığı. Buna göre Kutup ayılarının adını temize çıkarma şansını yakalamış olacağız. Hipotezlerimiz ;

Ho:Bahtsız bedevi yoktur

Hı: Bahtsız bedevi vardır

dir. Çift taraflı ve %99 güvenilirlikle araştırmamızı irdeliyeceğiz. Uygulanacak hipotez testimiz deneklerin anlatacakları hikayelere göre KAÜK tarafından belirlenecektir.

9 yorum:

NMA dedi ki...

Yıl bilmem kaç idi. Bediüzzamanevvel olabilir. Tam anımsayamıyorum. Olay Balgat'taki eski Amerikan üssünde geçmekteydi. Şimdilerde EDOK olarak bilinmekte. Oranın yüzme havuzu vardır açık. Tramplen falan da var çoluk çocuk neş'e içinde çimsin diye. Havuzun zemini yokuş modeline sadık kalınarak yapılmış yani giderek derinleşiyor. Bir iki adet de ibare koymuşlar neresi kaç metre diye. Ben de böyle gerine gerine balıklama atlamaya hazırlanmıştım. Önce sola sonra sağa sonra tekrar sola bakarak havuza balıklama atladım ama atlamamla yüzümde bir rekonstrüktif darbe hissetmem bir olmuştu. Meğer atlamadan önce iki ayağımla 1m yazan etiketi kaplamışım. Sonra burnumla iki kaşımın arasında (domdom kurşunu bölgesi) giderek yükselen, kesiti çan eğrisini andıran bir çıkıntı belirdi. İster istemez REVİR yazan odaya girip klor kokusuyla alkol ve steril gazlı bez kokusunu birleştiren sedyeye uzandım. Uzanmaz olaydım. Karşımda beyaz iri bi varlık belirdi. Hayır, şuur bulanık, ön cam puslu ya (traumatik hani) tam seçemedim ama işte o benlik gelip beliren tümseğime saf alkollü pamuğu bastırdı bastırdı çekti bastırdı bastırdı çekti. Bir yandan da böğürme sesiyle İYİCE YANSIN DA AKLIN BAŞINA GELSİN diyordu... İşte böyle bir olay... Sanırım benim KUTUP AYIm da oydu. Evet, beyaz renkliydi... Eminim o benim o günlük KUTUP AYImdı...

Uygar (Alayı) dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Uygar (Alayı) dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Uygar (Alayı) dedi ki...

Ben kendi hikayemi yazmadan önce kuzenim Emrah'ın başından geçen bir hikayeyi paylaşmak istiyorum sizinle. Kuzenimle Ankara'da 4-5 sene evvel havuza gidelim dedik. Havuzda takılıyoruz, eğleniyoruz. Baktım benim kuzen bi ara koptu. Bir kızla kesişiyor. Bende baktım harbiden temiz kesişiyorlar. Kız bakıyor, benim kuzen bakıyor. Hani kesişme olur ama adabıyla olur di mi? Bazı anlar vardır emin olamazsın kız sana mı bakıyor başka bir yere mi diye. Yok öyle değil kız deli gibi bakıyor. Kuzen heyecanlandı. Gitsem mi konuşsam mı falan derken gazı aldı benden. Kıza doğru gidiyor. Kız tam o sırada arkadaşıyla buna doğru yürümeye başladı. Kuzen yakınlaştı ha sordu soracak derken bir anda döndü bana geri geldi. Bu kadar bahtsızlık olur tam kıza yakınlaştığı anda arkadaşıyla konuşmasını duymuş. "Hebe hübe" birşeyler diyormuş. Kız dilsiz çıkmış. Ondan sonra hayattan soğudu kuzenim. Zor ısındı.

merihvolkan(küçük ayı) dedi ki...

Başımdan geçen değil ama tanık olduğum bir bahtsızlık olayı vardı.Ne tesadüf olay mahalli eski amerikan üssünün EDOK olduğu dönemde yaşandı.Efendime söyliyeyim, herkes NMA'nın olayı yaşadığı olayı yaşamaz ise, düzgün bir havuz sefasından sonra, sosyal tesisler binasına gider ya bilardo ya da bowling oynardı. Bu bir gelenek gibi bişiydi. Herneyse bizde arkadaşla o geleneğe uyduk ve bilardo oynuyorduk.Yan masaya 2 adet çocuk yaklaştı. Gözlerinde inanılmaz bilardo oynama kararlığı vardı.Masaya yaklaştılar ıstakalara baktılar ,tam istedikleri ıstakaları bulmuşlardı ki oradan kendilerine yönelen bir ses duydular "şortla bilardo oynanaması yasak" Bizde arkadaşla sesin geldiği yönde doğru sonra çocuklara baktık. Gerçektende çocuklar şortluydu ve bu affedilmez kural ihlalini çiğnemekteydiler.Çocuklar bir an yaptıkları hatanın büyüklüğünü farkedip bunun altında ezileceklerini düşünürken içlerinden bir tanesinin gözünde zeka dolu bir cevap geldi ve duraksamadan söyledi "ama biz 16 yaşından küçüğüz" dedi. Bu muhteşem bir cevaptı çünkü o dönemler(isanın çarmıha gerilmesinden 1996 yıl sonra)16 yaşından küçükler EDOK Sosyal Tesisler binasına şortla girme gibi bir özgürlüğe sahipti.Ama derken o ilahi cümle(KOMUTANIN BUYRUĞU çoktan kitaplara ve duvarlara geçmişti) çocuğun zeka dolu cevabının üzerine tokat gibi geldi ve "16 yaşından küçüksen bilardo oynayamazsın!" cümlesinden sonra çocuklar taş oldu! İbret olsun diye çocukları orada tutuyorlar. Bahtsızlarının da ibret alınması için. O günden sonra oraya gidemedim.
Bu olay gerçekleşme zaman diliminde içersinde kutup ayısından eser yoktu ama ilahi bir kudret olduğu açıktı.

Adsız dedi ki...

sene 2001 şubat ya da mart dershaneye gitmek üzere çift katlı otobüslerimize bindim. günümüze kadar süren lanetin belkide ilk tohumları o zaman atıldı. tabi geçmiş zaman ankarada su bol kar yağıyor bi yandan da hava buz gibi. gayet guzel gittim üst katta önlerden bi koltuğa oturdum . hacettepe köprüsüne geldiğimizde bi terslik olduğunu fark ettim çift katlı da yer bulmak zordur. hatta eski bi deyiş vardır dayak buldun kaç, çift katlıda yer buldun çök diye ya da buna benzer bişey. benim yanım boş olmasına rağmen köprüye kadar kimse yanıma oturmadı.kaldı ki o senelerde metro çalışmalarından dolayı eskisehir yolu tek şerit halinde akmaktaydı. yani çift katlıda ayakta kalmak sahra çölünde susuz kalmak gibi bu durumla eşdeğerdi. şaşkınlığım arkama dönünce katlanmak bi yana çoştu. ayakta duran birbirinden bağımsız 4 adet kız bulunmaktaydı. benim yanıma oturmak yerine o yolu ayakta gitmeyi tercih etmişler. senin yanını görmemişleridir dediğinizi duyar gibiyim ama görmemeleri imkansız çünkü kızlardan biri benim en fazla 2 metre arkamda ayakta dikilmeyi tercih etmişti. genç bünyemde oluşan derin yara hala ilk gün gibi taze gibi edebi cümleler kurmayacam ya da ben böyle bozulduğum başka bi an hatırlamıyorum gibi çünkü bunun gibi daha binlercesi mevcut. ama ayıptır bee bi insan bu kadar da kötü aşşağılanmaz ki. hadi o bi gunluktü geçti gitti diyelim ama hala ne zaman çift katlıya binsem hep en son benim yanıma biri oturuyor nasıl bi lanetse 6 yıldır peşimi bırakmadı. hatta bu durumuda kamera kayıtları ile ispatlamayı düşünüyorum.

merihvolkan(küçük ayı) dedi ki...

Anlaşıldığı üzere yetersiz denek sayısından dolayı deneyimiz hala bir sonuç vermedi.Ama şuan ki anlatırlanlara göre Kutup Ayısı bahtsızlıklar da görülmemektedir(NMA deneğinin dışında).Yani Ho yokluk hipotezimizi kabul ediyoruz.

Buyuk ayi dedi ki...

gulerek okudum.guzel sayfa olmus.

Adsız dedi ki...

bence bu hipotezin testi discovery deki mythbusters tarzı olmalı ; mesela küçükayı bahtsız olabilirdi,sonra başına türlü entrikalar açan bir kader çarkı,olayları değerlendiren yorumcu kutup ayısı...osayı(olaylara seyirci ayı)