13 Eylül 2007 Perşembe

Civciv

Hepimizin hayatımızın belli bir döneminde yada büyük bir bölümünde belki de hepsinde hayvan beslemek gibi tecrübesi olmuştur zannımca. Ben küçükken civciv besledim. Bir apartmanda ve balkonda civciv beslemek nasıl bir şeydir bildiğinizi zannetmiyorum. Bizim balkonda kümesimiz vardı. 3 adet büyüttüm ben bu hayvanlardan. Civ civ ortalıkta gezerlerdi. Hepsine “David” tarzı garip isimler takmıştık. Niye bu ismi koyduk niye Ahmet ya da Abdulkadir koymadık bilmiyorum. Bu isimleri koyunca civcivlerin tavırları da değişti daha sonra. Sanki amerikan vatandaşı gibi bi tarafları kalktı. Deri ceket giymeler, motosikletle eve geç gelmeler, daha böyle bi gevrek gevrek civlemeler, biz kümese yaklaşınca müslümanız diye her an kötü bir şey yapacakmışız gibi hareketler vs. Bir süre kendi balkonumuza üzerimiz aranıp çıkabildik ister inanın ister inanmayın. Koysaydık isimlerini hasan yada ali balkona çat kapı çıkardık. Cik ciklerle karşılanır, kümeste en baş köşeye oturtulur ve yemlerine ortak olurduk. Gerçi yemezdik ama ortak olurduk ve emin olun kümesin bir köşesinde küçük bir demlikte çay kaynıyor olurdu. Neyse işte civciv beslemek için garip bir hayvandı. Daha da garibi onlara böyle isimler koymaktı. Sevgili ayı kardeşlerim, ayıyız belki ama sizinde böyle başka hayvan kardeşlerimizle yakın münasebetleriniz olmuştur. Bu tarz tecrübelerinizi bizlerle paylaşırsanız müteşekkir oluruz. Bir ayı nasıl müteşekkir olursa bizde öyle oluruz.

6 yorum:

NMA dedi ki...

Tecrübelerim:

Yıl 1985 - 2 adet sarışın civciv
Birisi balkondan düştü öldü
Diğeri ölmedi, Sinop'a yolladık, çirkin oldu

Yıl 1995 - 1 adet kırmızı 1 adet mavi civciv
Mavi olanı ertesi gün öldü
Kırmızı olanı kardeşim omzuna koyuyordu lap lap düşüyordu, iç kanamadan öldü

Yıl 1998 - 2 adet sarışın civciv
Birisi felç geçirdi (neden bilmiyoruz) sonra bi tuhaf yürümeye başladı, Sinop'a yolladık
Diğeri balkondan düştü ama ölmedi, en alttaki komşu haber verdi, gidip aldık ağacın üstünden, Sinop'a yolladık

Yıl 2003 - 1 adet fare kılıklı hamster
Ebeveynler öğrendi, 2 gün içinde geri götürüldü

Yıl 2007 - 1 adet tavşan
10 gün içinde tek gözü kör olup pörtledi, sonra da kendini geri atmaya başladı, öldü

Bi de 2 yılda bir patlayan akvaryumlarımız var, sürekli değiştiririz, geometrik varyasyonlarımız vardır. Sürekli balıklar alırız, ölürler, birbirlerini yerler. Bi türlü tutturamadık ama mutluyuz...

N-ayı-m dedi ki...

Hangi yıllar hatırlamıyorum ama şöyle bir kronolojisi var olayın:

2 adet sarı civciv
İkisi de epey büyüdüler, en son kokmaya başlayınca bir gün evden X-Files misali alındılar ve bilinmeyene gittiler.

1 adet mavi muhabbet kuşu
Epey bir besledik ama bir türlü konuşmuyordu. Sonra dişi olduğu anlaşılınca erkek bir muhabbet kuşuyla değiştirildi.

1 adet beyaz muhabbet kuşu
Konuşturmak için epey çaba harcandı ve sonunda bir kaç kelime söyledi. Sonra yanına çiftleştirmek için yeşil dişi bir muhabbet kuşu alındı.

1 adet erkek beyaz muhabbet kuşu + 1 adet dişi yeşil muhabbet kuşu
Beklendiği gibi evlilik meyvelerini verdi ama öyle elma armut gibi tek tek meyve değil, ben diyeyim nar siz deyin üzüm (biraz alakasız oldu). 1 yıl boyunca her ay 7-8 yavru ortaya çıktı. Toplamda 60-70 civarı yavru dünyaya geldi. Hepsini isteyene bedava verdik. Ama dişi kuş artık isyan etmiş olacakki son 5-10 yavru kafasında tüyler olmadan eğri büğrü çıkmaya başladı yuvadan. Beslenme bozukluğu yaşıyorlardı sanırsam. Ve bir gün erkek olan "ishalden" ölünce dişi olanı da doğal ortamına, Avustralya'ya gönderdik :)

1 adet İran kedisi
Sonda söylüyorum bunu ama bu hayvanların hiçbirinin alınmasında payım olmamıştır. Tamamen kardeşimin istekleri doğrultusunda gelişmiştir olaylar. İran kedisi de aynı şekilde evimize girmiştir. Hatta kanıt isterseniz kedinin eve geldiği tarihte çekilmiş askerlik fotoğraflarımı gösterebilirim. Bu arkadaş halen hayatta olup hayatından oldukça memnun görünmekteydi. Bir kaç kez kaçma denemesinde bulundu ama başarısız olup her seferinde bulundu. Fakat bu cumartesi kaçamayacağını anlayınca intihar etmiş ve balkondan atmıştır kendisini. Fakat 9 canından sadece birini kaybetmiştir, hemen ardından da normalde siyah-beyaz olan tüyleri siyahlaşmış bir şekilde apartmanın en alt katındaki balkonda bulunmuştur. Sorunları olduğundan şüphelenmeye başladım, beni de hiç sevmiyor zaten.

Devam edecek...

NMA dedi ki...

n-ayı-m(üçüncü şahıs) sıraladıktan sonra usumda belirdi... İki tane mahlukatımız daha vardı bizim...

Yıl 1996 - 1 adet yeşilli sarılı muhabbet kuşu
Kafesinden hiç çıkarmadık, sonra bir gün kapısını açtık, kapısının açık olduğunu bile göremedi, o sırada stepne rulo yapılmış halı kafesin üstüne devrildi, korkarak dışarı çıktı, duvara çarptı öldü

Yıl 1999 - 1 adet cennet papağanı
Şirin bir nevaleydi, adını Şemiko koymuştuk, cinsiyetini anlayamadık, onu da hiç çıkarmadık kafesten çünkü her yeri ısırıp koparıyordu (kimi zaman evi ziyarete gelenlerin şımarık çocuklarının parmaklarını sokturup ısırttırıyordum), strese girdi, tüyleri döküldü, ölü bulduk

FRT (su ayısı) dedi ki...

Tavşanımız vardı. Komik bişeydi. Koltukları kemirmeye başlayınca kutuya hapsedildi. 1 2 gün sonra öldü.

Balık nüfusu ve çeşitliliği sürekli değişen bir akvaryumumuz vardı. Elimde balık yakalamayı bu akvaryumda öğrenmiştim.

Çeşitli muhabbet kuşlarımız oldu sadece kendi kendilerine konuştular.

Babam eskiden 1 tane keklik beslerdi çok güzel bi hayvandı. Sonra birilerine verdik. Evlenmiş çoluk çocuğa karışmış. Tekelden emekli olmuş. Banka kuyruğunda fil ezmiş.Ölmüş.


Aranızda fok, penguen vs besleyen varsa akşam yemeğe gelelim.

Adsız dedi ki...

1991-1993 yılları arasında yavru vatan kıbrısta, acı vatan almanyadan gelmiş bir köpek ailemize müşerref olmuştu. ana vatan türkiyeden gelen biz bu kadar vatan silsilesi içersinde olmamıza rağmen bu güzel köpekle hayatımızın 2 yılını çok güzel geçirmiştik. çok anılırımız vardı onunla. acı vatandan geldiği için ismi gavurcaydı ona "toby" ismini koymuş bu allahsızlar. uzunca bir süre bizim için ismini kabullenmek
zor oldu. Evde uzun tartışmalar oldu müslüman topraklarında gavur menşeili köpek olurmu dedik. hatta bi ara. komşular müslüman mahallesinde salyangoz satıyorsunuz dedi. sonra bu atasözü olarak dilimize yerleşti. Kısmet işte. aradan gecen aylar sonunda anladık ki aslında tüm insanlar kardeş. gavurmuş değilmiş önemli değil önemli olan insan olmasıymış, önemli olan insanın kendisine yakışanı giymesiymiş. ben köpek beslerken bunu öğrendim.

N-ayı-m dedi ki...

NMA söyleyince benim de aklıma geldi, bir cennet papağanı da biz almıştık. Bir gün kafesinden dışarı çıkardık , telefonun tuş takımını yemişti, sonra bu son tuş takımı yiyişi olmuştur muhtemelen, hemen postalandı.

Ha bir arada kanarya vardı, pek ürkekti, kürdan kadar bacakları vardı, tutmaya korkardık :) öldü mü kaldı mı hatırlamıyorum maalesef. Daha fazlası yoktu galiba. Akvaryumu saymıyorum tabi, oradaki balıklar Atlas Okyanusunda bile yoktur eminim.

Şu anda evimde çeşitli böcekler ve sinekler dışında, benim isteğimle eve girmiş herhangi bir mahlukat yok. Pek almayı da düşünmüyorum, fok-penguen de dahil :)